Lojistik Sektöründe Dijital Gelişmeler

Ersin Dündar
Lojistik Sektöründe Dijital Gelişmeler
Okuma Süresi: yaklaşık 6 dakika

Origin Lojistik firmasında yaklaşık 6 yıldır çalışmaktayım. Lumbuzz ailesinde yazmak bana da nasip oldu ve çok mutlu oldum. Yıllardır hem armatör hem de forwarder firmalarında mesai harcadım. Dünyada ilgilenmediğim bölge kalmadı. Multimodal ve proje anlamında işin hem dokümantasyon tarafı hem de satış tarafı ile birçok tecrübem oldu. Son 1 yılda da şirketimin yurt dışı acente ağı ve bunların iç yapımızdaki koordinasyonunu sağlamaktayım.

Herkesin bildiği üzere, dijital dünya artık hayatımızın bir parçası, en küçüğümüzden en yaşlımıza elinde en azından bir akıllı cep telefonu veya tablet görüyoruz. Zararlarını ve hayatımızı derinden değiştiren etkilerini bir kenara bırakacak olursak; lojistik dünyasını da derinden değiştirecek adımlar atıldı ve dahası da kapımızda bekliyor.

Taşımacılık sektörünün, konteyner taşımacılığının ülkemizde yaygınlaştığı 1990’lı yılların başında, abilerimiz ve ablalarımızın bizlere anlattığı o efsane yıllarda, iletişim telex makineleri ile sağlanmaktaydı.

En iyi ihtimalle bir mesajınıza alacağınız yanıt gün içinde olurdu. Geri dönüşün gelmesi makine başında daktiloya benzeyen teker teker gelen harfler, diziler ve yazılar ile olurdu. Bazen çalışmaz arızalanırdı.

Gemilerle iletişimler de aynı şekilde çok sağlıksız bir biçimde yönetilirdi. Meslekteki ilk yıllarımda hiç unutmam; İstanbul radyosundan İzmir’e gelecek bir gemiye anons geçmiştim. Sonra geminin kaptanı cep telefonuma arama ile mesaj yönlendirmesi yapmıştı. Başka türlü geminin İzmir’e gelişini öğrenme yolumuz yoktu. Bir pazar günüydü ve liman başkanlığına geliş mektubu vermemiz gerekiyordu.

Aslında konteyner taşımacılığının yaygınlaşması, gemi kapasitelerinin büyümesi, hayatın artık cepte çok küçülmesi, kaçınılmaz olarak hayatın her alanında bizi etkileyen bir dizi girişimin de yolunu açmıştı. Şu an Origin Lojistik’in kurucuları olan arkadaşlarımın ilk dijital girişimi olan efsane moggom.com’u hangimiz kullanmadık? Hatta ben bu web sitesini kulaktan kulağa duymuş ve uluslararası bir forwarder firmada çalışırken çok faydalanmıştım. İlk başlarda benim gibi aynı masalarda oturan arkadaşlarımın bu web sitesini yaptığını aklımın ucundan geçirmemiştim.

Bu ilk yazımızın konusu da dijital platformlar olacak.

Hem kendi arkadaşlarımızın girişimleri ile devam eden ShipsGo gibi başarılı ve sıfırdan başlayıp günümüzde ciddi yatırım teşvikleriyle yerel başlayıp uluslararasında boy göstermeye başlayan hem de dev uluslararası şirketlerin destekleri ile İngiltere’de ve Almanya’da kurulan veya büyük liman işletmelerinin sahibi olduğu benzer platformları anlatacağım. Ayrıca pandemi sürecinden sonra freni patlak bir kamyon gibi değişen dünya düzeni ile ticari anlaşmaların, görüşmelerin olmazsa olmazı online toplantıların hangi alanlarda, hangi şartlarda kullanılmaya başlandığına değinmeye çalışacağım.

Öncelikle dijital platformların, uluslararası alanda freight forwarder firmaların yerini almaya çalıştığını söylemek zorundayım.

Bunlardan en büyüğü FreightHub (Forto), 103 milyon dolarlık bir yatırımla 5 sene önce kuruldu. 50 milyon dolarlık ilave bir yatırım aldıklarını geçenlerde açıkladılar. Yatırımcılarından birisi de Maersk. Hedefleri önümüzdeki dönemde kobi tarzı ithalatçılara/ihracatçılara tek kaynak olarak tüm forwarder hizmetlerini sağlamak (deniz, kara, hava demir yolu hepsi dâhil).

Şirketi incelediğinizde altyapı gereksinimlerini temelden ele alıp alanında uzman (mesela dokümantasyon konusunda da) şirketlerle yatırım ve ortaklığa girişmiş durumdalar. Maersk ve şu anki CEO’su Soren Skou’nun bu dijital işine ne kadar önem verdiğini de takip edenler bilir. Maersk geçtiğimiz aylarda forwarder şirketini ve bünyesindeki büyük bir markayı tarihin tozlu sayfalarına gönderdi. Maersk çatısı altında forwarderlık hizmeti vereceğini açıklamıştı. Şu an Forto’nun, çoğunluğu Almanya’da olmak üzere (Berlin merkezli) 2500 müşterisi olduğunu (Viessman, Mielle vb. dâhil) söylemek lazım. Çanlar geleneksel forwarderler için çoktan çalmaya başlamış.

İkinci dikkat çeken platform ise ünlü milyarder Jeff Bezos’un (Amazon’un kurucusu) yatırım desteği verdiği Beacon.

Bu arkadaşlar konuyu abartıp uzaya çekme telaşındalar. Hem forwarder desteği vermekteler hem de finansal olarak müşterilerine inanılmaz fırsatlar sunuyorlar. Beacon’un sitesine girip görebileceğiniz gibi 120 gün vade, hem de sadece navluna değil, KDV’ye ve gümrük verginize de veriliyor. Amazon gibi başarısı tartışılmaz bir platformun yaratıcısı ve oradan gelen üst düzey yöneticileri ile bu sitenin başarısız olacağını düşünmek pek de gerçekçi olmayacaktır.

Peki bu koca koca şirketler neden bu kadar cüretkâr işlere giriyorlar?

Beacon’un sitesinden alıntılayalım.

The freight forwarding and supply chain finance industries are worth an estimated $1 trillion and $12 trillion a year.

Başka sorum yok sayın hâkim. Şimdiden Avrupa ve Asya arasındaki uluslararası taşımacılık ticaretinde söz sahibi olmaya başlamışlar bile ancak yetmeyecek. 12 trilyon dolardan alabildikleri en büyük dilimi almak için tüm dünyaya yayılacaklardır.

Bu kadar karamsarlık yeter. Yukarıdaki firmalar gibi farklı yatırımlar var ama şimdilik en göze batanları aktarmak istedim. Şimdi de kullanıcı dostu ve yardımcı bir kaç platformdan bahsetmek lazım.

ShipsGo, ülkemizden çıkan yıllardır farklı şirketlerde beraber çalıştığımız Merdan Erdoğan’ın kimgider.com temalı web projesi, şu anda hem online takip hem de acente ağı hizmetlerini yıllardır başarı ile devam ettiriyor. Ülkemizden 1 milyar dolarlık fikri bizim kulaklarımıza çalan arkadaşımızı kutlamaktan başka ne yapabiliriz?

Aynı safhalarda yer alan SeaRates, aynı zamanda navlun teklifi verme/alma hizmeti de vermekte, arkasında DP World terminalleri var. Arkadaşlarımız hangi platformda rekabet ediyorlar görmek açısından güzel bir örnek.

Dikkat çeken farklı bir platform da Voyager Portal. Houstonlu iki genç tarafından tasarlanmış, farkları ise tramp taşımacılığı için ilginç online çözümleri olması. Geçen haftalarda 2-3 kez görüşme olanağı buldum. General Electric’i müşteri olarak bağlamışlar bile.

Görüldüğü üzere, dijital çözümler büyük şirketlerin, yatırımcıların ve sektörün büyük oyuncularının dikkatini çoktan çekmiş durumda.

En nihayetinde belki şu an tasarlanan gibi olmasa da ileride farklı bir lojistik dünyasına bakmak zorunda kalacağız. Er ya da geç tren kaçmadan binmek önemli.

Tam da burada Origin Lojistik olarak yaptıklarımızdan da bahsetmesek olmaz. Origin de dijital dünyada Yüksel Kahraman ve takım arkadaşlarının önderliğinde her geçen gün yerini alıyor.

Origin’in anlık veri sistemini görüp de gözleri fal taşı gibi açılmayan adam görmedim desem yeridir.

Platformumuzu gösterdiğimiz global forwarderlar, İngilizler, Amerikalılar, Almanlar yaptıklarımıza şaşkınlıkla ve övgüyle karşılıklar verdiler. Bunların içerisine büyük armatör temsilcileri de dâhildir. Hatta bu armatörlerin konuyu açıp aynısını biz de yapacağız tarzı yorumlarını dinlemek çok keyifliydi.

Demek ki dedik; biz dijitalleşen dünyada trilyon dolarlık taşımacılık şirketleri ile ortak vizyona sahibiz. Umarız Origin’in sağlamış olduğu online veri ve ortaklıkları ile sağladığı konteyner takip hizmetlerimizle değişen dünyayı yakalamaya devam edeceğiz. Darısı diğer dostların başına diyelim.

Son olarak günümüzde artan bu dijitalleşme ihtiyacının bizim işimize olan önemli etkilerini de eklemek lazım.

Pandeminin resmen kırbaçladığı online toplantılar, artık ülkemizde de sıklıkla başvurulan bir görüşme biçimi oldu. Bana sorarsanız çok da başarılı oluyor. Genişleyen internet bantları dünya üzerinde ortaklık yapan tüm firmaları bir birine o kadar yakınlaştırdı ki, çok güzel iş bağlanan, tanışılan, iş pekiştirip geliştirilen ve sorunları çözen bir araç oldu.

Ben abartmıyorum, pandemi boyunca bağımsız network toplantıları dâhil en az 150 toplantı yapmışımdır. Şu an Amerika ile bir sorunun mu var, hemen “meeting schedule” gönderilip sorunlar hallediliyor. Gelişmeler takip ediliyor. İnsanlar birbirleri ile tanışıyorlar ve iş yapıyorlar. Bu gelişme de yukarıdaki dev yatırımların planlarını bir nebze olsun geriye düşürmüş olabilir.

Çünkü global platformların tek elden yönetilmesi, dünyanın her yerine ofis açmanın zorluğu ve yönetiminden dolayı, yerel forwarderlar; bağımsız networklerin varlığıyla, dünyanın her yerinden bir araya gelen, birbirleriyle çok iyi anlaşan, kısa sürede ortaklık kurabilen ve bölgesinde yıllardır profesyonelce faaliyet gösteren acenteler daha başarılı olacaktır. En azından yukarıdaki platformların net başarısı için 1 nesil geçmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Yukarıdaki konularda önümüzdeki günlerde daha çok bilgi paylaşımı yaparız. Tabii ki bunun için çok okumak, çok araştırmak gerekli. Bizi okuyan genç arkadaşlarımıza da, araştırmalarını mesleki ilgilerinden seçmelerini, gelecekte ne olacak ben nasıl güncel ve başarılı olabilirim sorunlarına kafa yormalarını tavsiye ederim.

Sağlıcakla kalın.

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar