Bir müddettir danışmanlığını yaptığım bir ihracatçı şirketin kaybolan konşimentosu ile ilgili inanılmaz serüvenini ısrar ve şaşkınlıkla dışarıdan takip etmekteyim.
Öncelikle belirteyim ki bu sorun, konşimentonun deniz taşımacılığı ve ticaretteki önemi yeterince kavranamadığından dolayı meydana gelmektedir. Yüzyıllar önce bu bilincin çok daha yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. O yüzyıllarda tam set konşimentonun önemi ve bir orijinalle yükün teslim alınabileceği gerçeği çok net bilinirdi ve buna göre hareket edilirdi.
Düşünelim ki sene 1818. Douro nehrinden çıkan geminin Londra’ya gidecek yükün konşimentosu, kaptan tarafından hazırlanıp imzalanır ve malın yükletenine elden tam set olarak teslim edilirdi. Bazılarında kaptan nüshası da düzenlenir ve o da kaptanda kalırdı. Tam set konşimentosunu alan tacir bunun bir tanesini kendi çekmecesine koyardı. Çünkü bu nüsha ona sigortada, taşıma sözleşmesinin kanıtlanmasında, icabında malın geri getirtilmesinin istenmesinde ve de diğerleri kaybolursa malın çekilebilmesi için karşı tarafa iletilmesinde kullanılmak üzere alıkonulurdu.
Bu tam setin üç orijinal nüsha olarak düzenlendiğini varsayalım. Bir tanesi tacirde kaldığına göre diğer ikisini tacir ne yapardı?
O tarihlerde zarf kullanılması çok yaygın değildi. Posta hizmetlerini ise genellikle posta gemileri yapardı. Bu gemiler kargo gemilerinden çok daha hızlı yol alırdı.
Görsel 1: 1818 yılında düzenlenen bir konşimento.
Tacir, kalan iki konşimentoyu zarf şekline getirir, kapatarak mum mühürle de mühürlerdi. Kargo gemisi kalktıktan sonra boşaltma limanına gidecek bir posta gemisi aranırdı. Sadece bir adet konşimento, üzerinde alıcısının isim ve unvan detayları ile birlikte ilk posta gemisine teslim edilirdi.
Dikkat edecek olursanız o posta gemisine ikisini de teslim etmedi. Diğer kalan son nüshayı ise aynı yöne giden farklı bir posta gemisine aynı şekilde teslim ederdi. Bunu yapmasının sebebi pek tabiidir ki konşimento kaybı bilincidir. Bilirdi ki bir orijinal, alıcının eline geçerse yük ona teslim edilirdi ve diğer kalan nüshaların hiçbir ticari hükmü olmazdı. Konşimentolarda da bu açıkça belirtilirdi. Örneğin; üç orijinal nüsha düzenlendi. Bir nüshası ile işlem gerçekleştirildiğinde diğer geride kalanlar hükümsüz kalır.
Görsel 2: Konşimento bu şekilde hazırlanır, mum mühürle mühürlenir, alındı kaşeleri de basılırdı.
Görsel 3: En sonunda mühürle kapatılmış zarf hâline getirilmiş olarak karşı tarafa ulaştırılırdı.
Günümüze geldiğimizde maalesef bu bilincin yeterince var olduğundan bahsetmek oldukça güç.
Bankaları bunun dışına çıkarmak zorundayım. Çünkü bankalar bunun yeterince farkındalar ve ciddi önlemler alarak böyle bir durumla karşılaşmamaya çalışırlar.
Tacirlerden önce bunlar adına konşimentoyu taşımacıdan, bankadan teslim alanlarda hiçbir farkındalık emaresi göremezsiniz. Tam set nedir, nasıl devralınır, ciro kontrolleri nasıl yapılır; bunlar resmen bilinçsizce yapılmaktadır.
Konşimentonun kaybı tüm orijinal nüshaların tek zarfa konularak karşı tarafa ulaştırılma kolaycılığından kaynaklanmaktadır bence. Eğer geçmişten ders alıp uygulamayı değiştirseler böyle bir ciddi sorunla tacirler karşılaşmayacaklardır.
Elbette eğer akreditifli bir işlem söz konusu ise ve akreditif, tam set konşimentonun ibrazını şart koşuyorsa eksiksiz bankaya teslim edilmek zorundadır. Bu durumda akreditifte karşı tarafın ICC UCP 600 madde 35’i devre dışı bırakmadığından mutlaka emin olunmalıdır.
Konşimento tüm nüshaları ile kaybolmadı ise en azından bir orijinal nüsha elimizde ise ve yük anlaşılan yerde teslim alınmak istenecekse ciddi sorun olmayabilir. Yine de ne kadar nüsha kayıp ise bu konuda taşımacı ve karşı acentesi yazılı olarak uyarılmalıdır. Bu noktada konşimentonun devredilebilir olup olmadığı ise büyük önem kazanır. Ama sonuçta elinizde olan bir nüsha ile sorunsuz bir şekilde yükü teslim alma olasılığınız yüksektir. Tabii ki konşimento devredilebilir olup gereken cirolara sahipse ve sizden önce birileri yükü teslim almış değil ise.
Konşimentonuz tam set kayboldu ise başınız gerçekten ciddi anlamda belada demektir.
Bu andan itibaren hemen taşımacıya yazılı olarak durumu ihbar etmek zorundasınız. Taşımacı haklı olarak şöyle düşünüp sizden bir takım gereklilikler talep edecektir ki haklıdır.
Ben taşımacı olarak taşınmak üzere teslim aldığım yüke karşılık bir borç senedi düzenledim. Bu borç senedinin konusu yükü özenle taşıma ve doğru kişiye doğru yer ve zamanda teslim etmektir. Bu borç senedi kaybolduğu ve yenisi talep edildiği ifade edilmektedir. Benim piyasaya bir set konşimento daha düzenleyip sürmem demek teslim borcumun ikiye katlanması demektir. Bu riskime karşı kendimi güvenceye almak zorundayım.
Taşımacı bu kaygısında haklıdır. Makul talepleri bir an önce karşılanmalı ve kabul edilemeyecek zaman kaybı, oluşacak ardiye ve demuraj masraflarına neden olunmamalıdır.
Şimdi gelelim şu anda kayıp olan konşimentonun hikâyesine.
Yaklaşık bir ayı geçkindir konşimento kayıp. Kaybolduğu gün taşımacıya bu durum bildirilmiş olup gerekli destek talep edilmiştir. Taşımacıya bu günkü koşullarda ulaşmak derdinizi anlatmak zaten ciddi bir sorun. Neyse bu iletişim kuruldu ve destek talep edildi. İnanın taşımacının ne yapmak istediğini anlamak mümkün değil. Sürekli yeni yeni prosedürler, talepler, belgeler, sorularla konuyu bugüne kadar getirdi.
Hâlâ da bir çözüm üretmiş değil. Bu arada da ithalatçı malını çekememekte, mağdur bir durumdadır. Banka teminat mektupları, garanti mektupları, hepsi temin edilmiş olmasına rağmen yeni set konşimento bir türlü basılmamaktadır. Elbette tahmin edebileceğimiz gibi ihracatçı şirketimizin ticareti de bozulmak üzeredir.
Düşünüyorum da uzun yıllar boyunca bizzat bu işi yapmış birisi olarak makul sürenin ne olması gerektiğini bilen olarak nasıl olur da zaman bu kadar uzatılabilir. Neden talep edilen güvenceler karşılandığı hâlde empati ile de yaklaşılıp konşimento “makul sürede” teslim edilmez.
Yoksa demuraj gelirleri çok mu cazip, ticari tarafların bu çaresizliği fırsata mı çevriliyor bilinçli olarak?
Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum ve çok çok şaşırmaktan kendimi alıkoyamıyorum.
Hepimize konşimento kayıpsız mutlu ve sağlıklı bir yıl dileğimle.