Şirketimizi kurduğumuz günden bu yana üniversitelerle ve öğrencilerle ilişkimizi hep yakın tutmaya çalıştık. Hangi üniversite ya da öğrenci kulübü çağırdıysa gittik. Onları farklı alanlarda destekledik, sponsor olduk. Nefesimiz ve gücümüz yettiğince aynı şeyleri yapmaya devam edeceğiz.
Mesai arkadaşlarımızın %27’si aramıza stajyer olarak katılıp sonrasında tam zamanlı çalışmaya başladı. Çalışanlarımızın tamamı üniversite mezunu, %65 oranında üniversitelerin denizcilik veya lojistik bölümlerinden mezun. 31,5 yaş ortalaması ile kurduğumuz şirketin, 6 yıl sonundaki yaş ortalaması 28,4. Öğrencilere ve yeni mezunlara en çok yatırım yapan şirketlerden biriyiz. Bizden daha çok yatırım yapanı henüz duymadım ama bu ihtimalin olması umuduyla “biriyiz” diyerek temkinli olmayı tercih ediyorum. Varsa gelsin hele.
Haliyle diyalogda olduğumuz bu kitleden sürekli benzer sorular geliyor. Farklı mecralarda bize yöneltilen soruları cevaplamaktan hiç erinmedim. Hatta sorulan soruları gördükçe öğrencilerin çalışma hayatına kendinden önce katılmış, yani yola erken çıkmış profesyonellerle rahat iletişim kuramadığını fark ettim.
Adamın biri damdan düşmüş ve sakatlanmış. En iyi doktora gitmiş, çare olmamış; nefesi en kuvvetli hocaya gitmiş, velakin yine derdine derman bulamayınca “Bana damdan düşeni getirin.” demiş.
Damdan düşen biri olarak; belli aralıklarla, zaman içinde bana gelen soru tiplerinden ya da sürekli karşılaştığım hatalardan aldığım izlenimle öğrenci arkadaşlara ve yeni mezunlara “kariyer yolunda” dikkat edilmesi gereken konularla ilgili önerilerimi paylaşmaya çalışacağım.
“Kariyer Yolu” ilk temas: CV
Öğrencisiniz staj arıyorsunuz ya da yeni mezunsunuz iş arıyorsunuz.
Şirketlerle temasınızı sağlayacak ilk enstrüman: CV. Adı da kısa, soğuk bir şey.
CV konusuna girmeden önce CV’nizi iletmekte kullandığınız elektronik posta adresinize (e-mail) dikkat edin. Blackeagle35@…, puslu1990@…, yalnizkovboy@… türünden e-posta adresleri muhatabınızı güldürebilir. Artık nickname’li ortamlarda değilsiniz. Dikkat edin, size bu yüzden gülüp birinci saniyede CV’nizi bir kenara bırakmasınlar. Adınız soyadınızdan veya onların kısaltmasından oluşan bir mail adresiniz olsun. Ben hala 1999’da aldığım e-posta adresimi kullanıyorum.
Gelelim CV’ye…
Okulda vasat hatta vasat altı bir öğrenciydim, ödev yapmayı da hiç sevmezdim.
İyi yaptığım tek şey, ödev kapağı ve verilen yazım/biçim standartlarına uygun ödev hazırlamaktı. Biçim güzel ve özenli olursa içerikteki hatalar daha sempatik kalıyor. Gayret ve titizlenme her zaman sempatiktir. Oysa kapağı vasat, devamında biçimi bozuk bir ödevin içeriği iyi ve kuvvetli olsa bile dikkat çekmeyebilir. Notun dibini görürsünüz. CV’de de biçim önemli. İnternette hazır, çiçek gibi tasarlanmış CV’ler var. Onları kullanın, MS Word’de çalakalem, tabiri caizse bakkal defteri gibi CV hazırlamayın.
Kariyer sitelerinde oluşturduğunuz CV’leri sadece o sitede kullanın. Word ya da PDF formatında kariyer sitesi logolu CV kullanmayın.
Evet, kimin olduğu anlaşılan bir e-posta adresiniz var. Biçimi ve tasarımı güzel bir örnek CV de buldunuz, içeriğe geçiyorsunuz. Unutmayın öğrencisiniz! Pek bir numaranızın, yani tecrübenizin olmaması doğal.
Staj yaptıysanız kısaca bilgilendirici detaylar verdiniz. Sonra yeniden eskiye okulları listelediniz, notlarınızı eklediniz. Notunuz düşükse yazmayın, ben takılmam ama takılanlar var. Geriye kim olduğunuz kalıyor. İşte bu bölümü boş geçmeyin. Hobileriniz kısmını kitap okumak, müzik vb. gibi tek kelime ile geçiştirmeyin yoksa okuyan da sizi hızlıca geçer. Hobilerinizden bahsedin ve neden onlara ilgi duyduğunuzu anlatın. En sevdiğiniz filmi, kitabı, diziyi, videoyu yazmaktan çekinmeyin. Okuyanın sizinle duygusal bağ kurmasını kolaylaştırın. Kopyala/yapıştır cümleler kullanmayın. Çünkü hemen anlaşılıyor. Bence fotoğraf olsa da olur, olmasa da olur. Fakat unutmayın genel olarak insanlar CV’de fotoğraf görmek istiyor.
Fotoğraf konusunda kesin bir şey duymak istiyorsanız söyleyeyim hemen; yanlış fotoğraf ekleyeceğinize hiç eklemeyin.
Bazı adaylar “Nobel ödülü almış yazarın” kitabının arka kapağında kullandığı fotoğrafına benzer yan profil fotoğraflar ekliyorlar. Dahası kahve ile poz veren mi dersin, arabanın içinde selfie yapan mı. Pasaport/vize fotoğrafı gibi duygusuz mimiksiz olsun da demiyorum. Karşıdan net görünen, özenli çekilmiş olması yeterli.
Genelde unutulan şey: Ön Yazı
Bize gelen CV mesajlarının %90’ında ne bir hitap var ne de bir ön yazı.
CV ilettiğiniz şirketin web sitesine bir bakın, neler yapıyor, sizin için cazip gelen tarafı nedir?
Üzerinde düşünün, mümkünse yöneticilerinin ismini öğrenmeye çalışın. Bu küçük detaylar nokta atışı yapmanızı kolaylaştırır. Dann!
Kimseyi bulamadınız ve web sitesinden bulduğunuz adrese e-posta atacaksınız (unutmayın bu adresler genelde grup adresleri olur, yani mesajınız onlarca kişiye düşüyor olabilir. Mesela bizim istanbul…@… adresi 40 kişiye yönlendirilmiş durumda). Mesaja bir hitapla başlayın, misal: “Sayın İlgili”, sonra bir selamlama patlatın “Merhaba, günaydın”, evet iyi gidiyorsunuz. Sonra meramınızı anlatın, verin duyguyu/detayı. Şirket ile ilgili edindiğiniz bir iki bilgiye ek olarak neden orada çalışmak istediğinizi, hedefinizin ne olduğunu kısaca anlatıp muhatabınızı ekteki CV’nize yönlendirin.
Ne kadar basit değil mi?
Bu basit silsileyi takip edenlerin sayısının çok az olduğunu bilmenizi isterim.
Ne arayan var ne soran?
Hatırlatma mesajı atın, hâlâ mı yok? Arayın.
Size mutlaka dönmelerini sağlayın.
Kimsenin sizi cevapsız bırakmasına izin vermeyin.
Devam edeceğiz.
Kalın sağlıcakla…