Aşçı Halit ve Malcolm McLean Girişimleri

Yüksel Kahraman
Aşçı Halit ve Malcolm McLean Girişimleri
Okuma Süresi: yaklaşık 6 dakika

Konsolidasyon (consolidation) kelimesini dilimize, nesneleri bir araya getirmek, bir kap içinde birleştirmek olarak çevirebiliriz. Konteyner taşımacılığının doğuşunda da bu eylem, belirleyici bir rol oynamıştır.

Sektör dışından insanlara ya da okula yeni başlayan öğrencilere konteyner taşımacılığını anlatırken, bu taşıma şeklini “dolmuş taşımacılığı” na olan benzerliğini örnekleyerek anlatıyoruz. Diğer taşıma şekilleri (örneğin dökme gemi taşımacılığı) de “sarı taksi” sistemine benziyor. Dolmuş sisteminde araçlar sabit bir hat üzerinde düzenli olarak hizmet verirken, taksi sistemindeki araçlar, tamamen yolcunun belirlediği güzergâhta hizmet veriyor.

Aslında ülkemizde dolmuş sisteminin doğması ile Amerika’da konteyner taşımacılığının doğması arasında da bir benzerlik var. Hemen hemen aynı yılların hikâyeleri. Her ikisi de bir yeniliğin sonucu. Bir araya getirme: konsolidasyon!

Ortaya bir “icat çıkarmak” için her zaman çok donanımlı olmak gerekmiyor; öte yandan fikir ürettiğiniz alanda tecrübe kazanmış olmanız, olaylara dışarıdan basit gözle bakmanıza engel olabilir. Başka bir deyişle körleşmenize de sebep olabilir. Ne yazık ki genelin ve kalabalığın düşündüğünden farklı düşünme egzersizleri yapmazsak ortaya yeni bir şey çıkarma şansımız kalmıyor.

1929’da, dünyada ve ülkemizde “büyük buhran” diye anılan ekonomik krizin yaşandığı yıllarda, Cağaloğlu’nda aşçılık yapan Halit Efendi turistlerle ahbaplık kurdukça zaman içinde taksicilik de yapmaya koyulur. Fakat krizin etkileri sertleştikçe kepenkler kapanır. Kalan tek müşterisi de ekonomik sebeplerden taksi kullanmayı bırakınca, siftah yapamadan günü bitirmeye başlayan Aşçı Halit tam da buhran yıllarında, buhrana düşüyor.

Derdi büyük Aşçı Halit sorununa çare ararken, aklına aynı yöne giden 4 kişiyi tek seferde aracına alıp, yol ücretini paylaştırmayı önermek geliyor. Bu basit ve anlamlı önerinin müşteriler tarafından kabul görmesi ile 1934’de Taksim-Eminönü dolmuş servisi başlamış oldu. Meslek dışından gelen birinin yaptığı bu yenilik, diğer şoförler tarafından tepki ile karşılanmış. Belediye, başta dolmuş hizmetini kaldırmaya çalışmış, sonrasında önemli bir ihtiyacı karşıladığını fark edip engellenmekten vazgeçmiş. 1954 yılında da taksi ve dolmuş plakaları birbirinden ayrılmış, birçok farklı dolmuş hattı oluşturulmuş. Aşçı Halit’in yaptığı yenilik aslında sadece amacı ve yönü aynı olan yolcuları bir araçta toplamaktan ibaretti.

İnsanı, bir şeyi farklı yapmaya iten güç her zaman Aşçı Halit’in de içine düştüğü “çaresizlik” olmayabilir. Alışılagelene eleştirel bakıp onu daha kolay, verimli ve hızlı nasıl yapılır diye düşünmek bize yeni kapılar açacaktır diye düşünüyorum.

Konteynerin mucidi olan Malcolm McLean de Aşçı Halit gibi meslek dışından gelen bir şofördü. Denizciliğe dair bildiği tek şey limanlardan ibaretti. Gemiye yüklenecek yükleri limana götürüyor, yüklerin kamyonundan boşaltılmasını ve gemiye yüklenmesini bekliyordu. Yükler kasalar ya da çuvallar halinde tek tek kamyondan boşatılıyor, hamallar tarafından taşınıyor ve basit vinçlerle tek tek gemilere yükleniyordu. O günlerde gemiyle bir limandan diğerine taşınan yükün maliyetinin %60’ını tahliye, yükleme ve bekleme masrafları oluşturuyordu. Başarılı ve yenilikçi bir girişimci olan Malcolm ikinci el olan ilk tırını 1934 yılında aldı. Yük tahliyelerinde kaybettiği zamanı ve artan maliyetleri nasıl düşüreceğini düşünürken, taşıdığı yükleri tek kapta toplama fikri aklına geldi. Uzun bir süre bu hayalin peşinde koştu. 1954 yılında 1776 tır sayısına ulaşan filosunu satarak Pan-Atlantic Denizcilik şirketini satın aldı. Sonrasında şirketin adını Sea-Land olarak değiştirdi. Eski bir tanker olan IDEAL X gemisini konteyner gemisine dönüştürdü. IDEAL X gemisi, 1956 yılında 55 adet konteynerle ilk seferini New Jersey limanından Houston limanına gerçekleştirdi.

Dünyanın ilk konteyner taşımasını gerçekleştiren IDEAL X bu seferinde; o günlerde ortalama aynı büyüklükteki bir geminin ton başına 5,87 Amerikan Doları olan maliyeti, 0,16 Amerikan Dolar’ına kadar düşürdü. Daha ne olsun?

Bu kadar büyük bir maliyet düşüşünün sonrasında konteyner taşımacılığı doğal olarak önlenemez bir şekilde yükseldi. Devrim olarak kabul edilen bu yenilik sayesinde dünya ticareti gelişti. Bugün bitmiş ürünlerin %90’ı konteyner gemileri ile taşınıyor. Anlayacağınız tır şoförü Malcolm, limanda beklediği süreleri nasıl kısaltırım diye düşünmeye başlayarak, bugün gündelik hayatımızda kullandığımız farklı markalarda birçok eşya ve ürünün, dünya üzerinde kolay yer değiştirebilmesini sağlamış oldu. Dualarımız kendisi ile.

Bugün kullandığımız bazı ürünlerin taşıma maliyetleri:

Gelelim Malcolm sonrasına.

Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi konteyner taşımacılığı dur durak bilmeden artarak devam etti fakat takvimler 2009’u gösterdiğinde birden sert bir düşüş yaşandı.

2008 yılı sonunda Lehman Brothers’ın batışıyla Amerika’da başlayan emlak krizi, global kriz haline geldi. Dönemin Amerika Merkez Bankası Başkanı yaşanan durumu “Yüzyılın Krizi” olarak adlandırmıştır. Paranın piyasadan bir anda çekilmesi, tüketimin azalmasına, haliyle üretimin ve ticaretin yavaşlamasına sebep oldu. Dünyadaki mal dolaşımının zayıflaması en çabuk ve en çok denizcilik sektörünü vurdu. Global krizin etkileri ülkemizde de sektörümüzü ciddi şekilde hırpaladı.

Global dünyada “Düzenli Hat Taşımacılığı” yapan tüm armatörler devlet destekleri, borç ötelemeleri derken ağır yaralar alsalar da bir şekilde gemileri yüzdürmeyi başardı. Fakat geçmişte kontrolsüz artan gemi sayısı sebebiyle ortaya çıkan arz fazlası yüzünden navlunları yükseltmekte de zorlandılar.

2008 krizi sonrasında orta büyüklükteki armatörler; düşen navlunlar, artan boş konteyner pozisyonlama maliyetleri ve büyük armatörlerin birim maliyetleri düşüren stratejileri ile mücadele edemez hâle geldiler. 2017 yılına geldiğimizde önemli değişikler olmaya başladı. Dünyanın 9. büyük armatörü olan Hanjin Shipping battı. Sonraki dönemde birbirini takip eden satın almalar ve birleşmeler gerçekleşti.

Bu gelişmelerin sonucu olarak (aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere), orta büyüklükteki armatörlerin nerdeyse tamamı bir vesile ile piyasadan çekildi. Bugün dünyadaki konteyner gemilerinin toplam taşıma kapasitesi 23.608.153 TEU, bu kapasitenin %65’ini sıralamadaki ilk beş armatör oluşturuyor.


Alphaliner TOP 100 / 2017


Alphaliner TOP 100 / 2020

Son 2-3 yılda hızlı bir şekilde gerçekleşen bu satın alma ve birleşmelerden sonra aslında yeni bir konsolidasyon dönemine girmiş olduk. Dünyadaki ticaret hacmi gelişirken ve taşınan konteyner sayısı artarken, gemi ve armatör sayısı azaldı. Daha az sayıda armatör bir araya gelerek daha büyük gemilerle birim maliyetleri düşürerek servis vermeye başladılar.

Konsolidasyon çabaları hala devam ediyor. Rakip armatörlerin kendi aralarındaki stratejik ittifakları (Alliances) ve dünya ticaretini geliştirmek ve kolaylaştırmak için birlikte geliştirdikleri dijital platformlar (blockchain), yolculuğun hala devam ettiğini gösteriyor.

Kendimize dönersek; ülkemiz dünyanın 18. büyük ekonomisi. Satın alma gücü paritesine göre dünyadaki payı ise sadece %1,74. Denizcilik ve lojistik alanında faaliyet gösteren şirketlerimiz global ligdeki büyük oyuncuların da çok gerisindeler. Bir gün çaresiz kalacak mıyız?

Aşçı Halit bu ülkenin çocuğuydu. Bu toprakların çocukları genelde çaresiz kaldığında direnç gösterebiliyor ya da yaratıcı olabiliyor. Dünyada bilgiye artık çok kolay ulaşabiliyoruz. Yukarıda kıyısından köşesinden değindiğim gibi; her ürün artık kolay dolaşıma girdiğinden tüketim alışkanlıkları ve trendler de hemen her ülkede birbirine benzemeye başladı. Dolayısı ile bundan sonrasında Aşçı Halit gibi günü kurtarmak için yola çıktığımızda ancak yerel kalabilecek yenilikler geliştirebiliriz. Global dünyadaki değişimleri iyi takip etmeli ve ayak uydurmalıyız.

Öğrenilmiş çaresizliklerimizi bir kenara bırakıp, tüm motivasyonumuzu bu yöne çevirirsek Malcolm McLean örneğinde olduğu gibi, dünyanın seyrini değiştirebilecek bir yenilik bu ülkeden çıkabilir. Bence hepimizin tek ödevi bu yönde gayret göstermek olmalı.

Kalın sağlıcakla…

İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar